İnsan beyninin en dikkat çekici yönlerinden birisi de modelleri fark edebilme ve tarif edebilme kabiliyetidir. Anlamaya çalıştığımız en zor modeller arasında akışkanlar dinamiğindeki türbülanslı akış kavramı gelir.
1889 Haziranında Vincent Van Gogh, güneş doğmadan hemen önce akıl hastanesindeki odasının penceresinden manzarayı resmetti. Burada yaşadığı psikozla kulağını kestikten sonra resmi yaptığını itiraf etmişti. “Yıldızlı Gece” tablosundaki dairesel fırça darbeleri fırıl fırıl dönen bulutlar ve yıldız anaforlarıyla dolu bir gece oluşturmuştur.
Şimdi türbülanslı akış kavramıyla Van Gogh’un tablosu arasında nasıl bir ilişki olabilir diye düşündünüz değil mi? İşte bu mucizenin yanıtı mini eğitimimizde gizli.
Yararlı olması dileğiyle.